Silsile-i Sâdât’ın üçüncü halkası olan Kâsım bin Muhammed (r.a.), Tâbiîn’den olup Hz. Ebû Bekir’in torunudur. Hz. Osmân’ın halifeliği zamanında doğan Kâsım bin Muhammed’in (r.a.) künyesi Ebû Abdurrahmân’dır.
Annesi, son İran hükümdarı Yezdecird’in kızı Sevde’dir. Hz. Ömer (r.a.) İran’ı fethedince esirler arasında Yezdecird’in üç kızı da vardı. Bunlardan birisi Hz. Hüseyin ile evlendi ve imam Zeynelâbidîn doğdu. Diğeri Hz. Abdullâh İbn-i Ömer ile evlendi ve Sâlim bin Abdullâh doğdu. Sevde de Hz. Ebû Bekir’in oğlu Muhammed ile evlendi ve Hz. Kâsım doğdu. Her üçü de o devrin ileri gelen zâtları idiler.
Mübârek Sözlerinden
“İnsanlar bana fetva sorarlardı, ben bu meseleyi bilmiyorum, derdim. Israrla tekrar sorarlardı. O zaman vallâhi, sizin sorduğunuz meseleyi bilmiyorum. Şayet bilse idim, söylerdim. Zaten bildiğim şeyi gizleyip söylememem helâl olmaz.
Sizin sorduğunuz meseleyi bilmiyorum. Kişinin, Allâh’ın farz kıldıklarını öğrendikten sonra cahil olarak yaşaması, bilmediği hususlarda fetva vermesinden daha hayırlıdır, derdim.”
Vefâtı
Ömrünün sonuna doğru çok zayıflamıştı. Hac veya umre için Mekke-i Mükerreme’ye giderken, Hicrî 106 (M.724) yılında, 72 yaşında Mekke-i Mükerreme ile Medîne-i Münevvere arasındaki Kudeyd denilen yerde âhirete irtihâl etti. Oğlu, sırtında taşıyarak yaklaşık 5 km. uzaklıktaki Müşellel denilen yere götürdü ve oraya defnedildi.