Silsile-i Sâdât’ın on ikinci halkası olan Hâce Ali Râmîtinî (k.s.) Hazretleri, Buhârâ yakınlarındaki Râmîtin’de doğdu. Lâkabı Azîzân’dır. Ali Râmîtinî Hazretlerine, dokumacılık yaptığı için Hâce Nessâc da denilirdi. Dînî ilimleri tahsilden sonra Mahmûd İncîrfağnevî Hazretlerine intisâb etti. Üstâzı İncîrfağnevî Hazretleri, vefâtı yaklaşınca irşâd vazifesini Ali Râmîtinî’ye (k.s.) emânet etti, diğer mürîdlerini de ona havâle ettiler.
Mübârek Sözlerinden
“Mürîdin yüksek mertebelere ulaşabilmesi için riyâzet ve mücahededen başka bir yol daha vardır. Bu yol vasıtasıyla maksada süratle ulaşması mümkündür. O yol da şudur: Güzel ahlâkla veya ona layık bir hizmetle mürşid-i kâmillerin gönlüne girmektir. Zira bu tâife-i aliyyenin kalbi Allâhü Teâlâ’nın nazargâhıdır. Orada bulunanlara da elbette nazar-ı ilâhî erişir.”
“Kişi amel etmeli, fakat buna rağmen hiçbir şey yapmadığına ve yaptığı amelde kusur ve noksanlar olduğuna inanmalı ve tekrar amel etmeğe başlamalıdır.”
“İki vakitte kendinizi muhâfaza ediniz: Biri konuşma anında, diğeri de yemek anında.”
Vefâtı ve Kabr-i Şerifleri
Hâce Azîzân Hazretleri 721 (M. 1321) yılının Zilkâde ayında, yüz otuz yaşında âhirete irtihâl ettiler. Kabr-i şerîfleri günümüzde Buhârâ’nın Ramitan ilçesinin Decha köyündedir. Türbesinin yanında tuğu hâlen mevcuttur.