Silsile-i Sâdât’ın otuz ikinci halkası olan Salâhuddîn İbn-i Mevlânâ Sirâcüddîn (k.s.) Hazretleri, Kırgızistan’ın Oş şehrindendir. Şiirde kullandıkları “Sâkıb” mahlası dolayısıyla Salâhuddîn Sâkıb diye de bilinirler. Babaları Mevlânâ (Mevlevî) Sirâcüddîn (vefâtı: 1296/1879), onun babası Hal Muhammed-ı Oşî (vefâtı: 1271/1854-55), onun babası meşhur mutasavvıf-şair Hoca Nazar Hüveydâ-yı Çimyânî (vefâtı: 1195/1781), onun babası Gâib Nazar, onun babası Er Nazar, onun babası Tülek Muhammed-i Sufî, onun babası da “Şeyh-ı İl” denilen Kul Süleyman’dır.
Salâhuddîn Hazretleri, 1838 yılında Oş’ta dünyaya geldiler. Eserlerinde Oşlu olduklarını bilhassa ifâde buyurmaktadırlar.
Vefâtı ve Kabr-i Şerifleri
Hicazdan döndükten kısa bir süre sonra 1328/1910 yılında Oş’ta irtihal-ı dâr-ı beka eylediler. Kabirleri Kırgızistan’ın Oş şehrinin Şark mahallesinde yüksek bir tepe üzerinde bulunan Sermezar kabristanlığında aile kabristanındadır. Kabirleri üzerinde bulunan türbe, 1940’lı yıllarda Komünistler tarafından yıktırılmış, olup yakın zamanda yeniden yaptırılmıştır. Vefâtlarına Farsça:
Mesken ü me’vâyı mâyân şüd behişt (Bizim yerimiz-yurdumuz cennet oldu) tarihi düşürülmüştür. Ayrıca Hokand ülkesinin meşhur şairlerinden Hacı Muhyi Efendi:
Dedi ki “Vâsıl-ı Hak cennet-meâb Sâkıb” (Dedi ki, Sâkıb Hakk’a ulaştı, yeri cennet oldu) şeklinde tarih düşürmüştür. Vefâtına düşürülen üçüncü tarih ise şöyledir:
Biling târîh-i Şeyh Sâkıb “be-mağfûr”
(Bilin ki Şeyh Sâkıb’ın vefât tarihi “be-mağfûr” kelimesidir)