Silsile-i Sâdât’ın yirmi dördüncü, halkasını teşkil eden Muhammed Ma’sûm (k.s.) Hazretleri, İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin üçüncü oğludur. İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinden sonra irşâd vazifesini devam ettirmiştir.
Lâkabı Mecdüddîn olan Muhammed Ma’sûm Hazretleri Urvetü’l-Vüskâ diye meşhur olmuştur. 11 Şevval 1007 (M. 1598) senesinde Serhend şehrine yaklaşık 3 km. mesafede bulunan Mülk-i Haydar’da dünyaya geldi. Babası İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, oğlu Muhammed Ma’sûm’un (k.s.) doğumunun kendileri için bereketli ve mübarek olduğunu bildirmiştir. Zira onun dünyaya gelmesinden birkaç ay sonra Üstâzı Muhammed Bâkîbillâh (k.s.) ile şereflenmiş ve onu görmüş, nail olduğu ilimlerin ve marifetlerin işte bu görüşme vesilesiyle olduğunu söylemiştir.
Vefâtı ve Kabr-i Şerifleri
Vefât edecekleri sene Şâbân ayının on beşinci (Berâat) gecesi “Dolunayın ışığına bakın. Her zamanki gibi aydınlık mıdır, yoksa bir zayıflık var mıdır?” diye sordular. Mürîdleri dışarı çıkıp baktılar. Ayın en parlak zamanı olmasına rağmen ve havada da hiç bulut olmamasına rağmen bir parlaklık göremeyip içeri girdiler. “Ay siyah bir tencere gibi gökyüzünde duruyor. Ne parlıyor, ne de ışık veriyor.” dediklerinde “Kutbun ismini varlık defterinden sildiler. Bunun için ay üzüntüsünden karardı, ışık vermiyor. Bu hadise göklerdekileri de üzüntüye boğdu.” buyurdular.
Sıhhat ve afiyette iken Mişkâtü’l-Mesâbîh isimli hadis kitabından ders okuttuğu bir gün ayağına bir ağrı girmiş ve ağrı bütün bedenine yayılmıştı. Bu ağrılara sabredip ibâdetlerine devam etmeye gayret ettiler. Serhend’de köşesine çekilip ibâdet ve zikirle meşgul olanlara gönderdiği mektuplarında “Fakir Muhammed Ma’sûm dünyadan gidiyor. Son nefeste îmânla gitmesi için duâ ile yardım ediniz.” diye yazmışlardı.
9 Rebîulevvel 1079 (M. 1668) senesinde öğle vaktinde Serhend’de âhirete irtihâl ettiler. Defnedilirken öyle yağmur yağıyordu ki adeta gök ağlıyordu. Kabr-i şerifleri babaları İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin yakınındadır. Kendi terbiyesinde yetişen Bâbür hükümdarı Evrengzib Alemgir kabrinin üzerine büyük bir türbe yaptırdı. Üç oğlunun kabri de yanındadır. Bugün Kabr-i şerifleri Hindistan hududları içerisinde olan Pencab eyaletine bağlı Serhend’dedir. İrşâd vazifesine, beşinci oğlu Şeyh Seyfeddîn Arif (k.s.) Hazretleri devam etmişlerdir.