Silsile-i Sâdât’ın dördüncü halkası olan Ca’fer-i Sâdık (r.a.), 8 Ramazân-ı Şerîf 80 (M. 699) tarihinde Medîne-i Münevvere’de dünyaya geldi. Ehl-i Beyt’in büyüklerinden olan Ca’fer-i Sâdık Hazretleri, sözlerindeki sadakatinden dolayı ‘Sâdık’ lâkabıyla meşhur olmuştur. Künyesi Ebû Abdullâh ve Ebû İsmâîl’dir.
Caʻfer-i Sâdık (r.a.) Hazretlerinin baba cihetinden nesebi Hz. Ali’ye ulaşır. Şöyle ki babası Muhammed Bâkır, onun babası Ali Zeynelâbidîn, onun babası Hz. Hüseyin ve onun babası da Emîru’l-mü’minîn Hz. Ali’dir (r.anhüm).
Annesi Ümmü Ferve vasıtasıyla nesebi Hz. Ebû Bekir’e (r.a.) ulaşır. Şöyle ki annesinin babası ve Silsile-i Sâdât’ın üçüncü halkası Kâsım bin Muhammed (r.a.), Hz. Ebû Bekir’in (r.a.) torunudur.
Ca’fer-i Sâdık (r.a.) Hazretleri, Tâbiîn’den olup sahâbeden Enes bin Mâlik ve Sehl bin Saʻd’ı (r.anhümâ) görmüştür.
İmâm-ı Âzam Nuʻmân bin Sâbit Hazretleri Caʻfer-ı Sâdık Hazretlerine intisâb etmiş ve (Caʻfer-i Sâdık Hazretlerine intisâb ettiğim şu) iki sene olmasaydı Nuʻmân helâk olurdu.” buyurmuştur.
Mübârek Sözlerinden
“Namaz, takvâlı Müslümanların Rabb’ine yaklaşmasıdır.
Hac, zayıfların cihâdıdır.
Bedenin zekâtı oruçtur.
Amelsiz duâ eden, kirişsiz ok atan gibidir.
Rızkınızı sadaka vermekle bollaştırın, mallarınızı zekât ile koruyun.
İktisâd eden muhtâç düşmez.
Tedbir, geçimin yarısıdır.
Dostluk, aklın yarısıdır.
Ana ve babasını üzen, onlara isyân etmiş olur.
Musibete uğrayınca (sabretmeyip) dizine vuran ecrini kaybeder.
Hz. Allâh sabrı musîbetin, rızkı da zahmetin mikdarına göre indirir.”
Vefâtı ve Kabr-i Şerifleri
Caʻfer-i Sâdık (r.a.) Hazretleri Şevval ayında 148 (M. 765) senesinde 68 yaşında iken Medîne-i Münevvere’de âhirete irtihâl ettiler. Babasının da medfun bulunduğu Bakîʻ Kabristanına defnolundu.